1992’de ilk kez öte gezegen keşfedilmiştir. Bu tarihten itibaren gezegen keşfetme konusunda büyük bir atılım yapıldı. Sadece son 30 yılda binlerce öte gezegen keşfedilmiştir. Keşfedilen bu gezegenlerin büyük bir çoğunluğu Kepler Uzay Teleskobu sayesinde bulunmuştur. Kepler Uzay Teleskobu NASA tarafından 2009’da fırlatılmıştır. Bu teleskop 2018 yılına kadar kullanılmıştır. Teleskop çalıştığı süre boyunca diğer yıldızların etrafında dönen Dünya’ya benzeyen gezegenleri keşfetmeye çalışmıştır.
Gezegenler Nasıl Keşfediliyor?
Teleskop çalıştığı zaman boyunca gezegenleri bulabilmek için ”Geçiş Yöntemi” denilen bir tekniği kullanmıştır. Gezegen yıldızının önünden geçtiği zaman, yıldızının ışığında çok az bir azalma olur. Bunun sayesinde gök bilimciler bir gezegenin boyutunu, yörünge periyodunu, yörünge mesafesini ve atmosferinin içeriğini bile tahmin edebilirler. Bu zamana kadar Geçiş Yöntemi kullanılarak birçok gezegen keşfedilmiştir. Bu gezegenlerin birkaçı dünyaya benzer iken bazıları ise yaşam barındırma ihtimalleri yüksektir. Çok büyük bir kısmı ise okyanuslarla kaplıdır. Bizde şimdi bu gezegenleri inceliyor ve bu gezegenlerin yaşam potansiyellerine bakıyoruz.
Kepler-22b

2011 yılında Kepler Uzay Teleskobu Kuğu Takımyıldızından 600 ışık yılı uzaklıkta olan ve Güneş’e çok benzeyen Kepler-22’yi gözlemlerken bir öte gezegen buldu. Yıldızının yaşanabilir alanında dönen bu gezegenin Dünya’dan 2.4 kat daha fazla yarıçapı vardır. Fakat gezegenin kütlesi hakkında bir bilgimiz bulunmuyor. Çünkü yıldızı Güneş kadar parlak bir yıldız değil. Bunun sonucunda Geçiş Yöntemi ile bu kadar uzak mesafede olan gezegenin kütlesini saptayamıyoruz. Yapılan olasılık hesaplamalarına göre Kepler-22b’nin Neptün’e yakın bir kütleye var olabileceği tahmin ediliyor. Ek olarak Kepler-22b’nin yıldızına uzaklığı Dünya’nın Güneş’e uzaklığından %15 daha yakındır. Bu durum ise onun ilk başta kurak bir gezegen olduğuna dair tartışmalara sebebiyet vermiştir. Ancak etrafında döndüğü yıldız Güneş’ten %25 daha sönüktür. Bunun sonucunda ise Kepler-22b’nin su barındırma ihtimali ortaya çıkmıştır.
Günümüzde birçok gök bilimci Kepler-22b’nin bir okyanus gezegeni olabileceğine inansalarda, bu durumun olması için atmosferinin olması ve bu atmosferin Dünya’ya benzer bir sera etkisine sahip olması gerekmektedir. Kepler-22b’yi atmosfersiz olarak saydığımızda sıcaklığı -11 derece çıkıyor. Fakat bu saydıklarımız olursa sıcaklığı 22 dereceye çıkıyor. Bu durum ise gezegenin sıvı suya sahip olmasını sağlıyor. Suyla beraber bu gezegeni okyanus gezegenine çeviren farklı bir durum ise gezegendeki yüksek yer çekimidir. Eğer Kepler-22b Neptün’e yakın bir kütlesi varsa, bu durum gezegendeki yer çekimini güçlü olacak ve gezegende kara alanlarının olmasını imkansızlaştıracaktır. Yani Kepler-22b’de Dünyadaki gibi kara alanları yok. Bu durum ise onu sonu olmayan bir okyanus gezegenine çeviriyor.
Sonuç olarak
Eğer bu gezegenin olan sıradışı canlılar varsa bu canlıların boyutunu çok büyük olmalı. Çünkü Dünya’da okyanuslarda olan canlıların boyutu karadakilerden daha büyüktür. Bu durumun olmasının sebebi ise suyun yaptığı kaldırma kuvvetinin yerçekimi etkisini azaltmasıdır. Bu durum ise iskelet ve kaslarda baskının azalmasına ve suda olan canlılar karadaki akrabalarına karşılık daha büyük olmasını sağlar. Sonuç olarak Kepler-22b’de Dünyadakinden daha büyük canlılar olabilir. Bu gezegenin çok büyük bir kütlesi olsa da öte gezegenleri incelemek çok zordur. Özellikle de bu gezegeni incelemek çok zordur. Çünkü az önce bahsettiğimiz gibi yıldızının ışığı çok az. Bu durum ise yaptığımız tahminlerin doğru olma ihtimalini azaltıyor. Bu gezegen James Webb Uzay Teleskobu ile gözlemlense bile atmosferi üzerinde fazla bir bilgi sahibi olamayız.
Gliese 1214 b
Bu gezegen keşfettiğimiz en sıradışı su gezegenlerinden bir tanesidir. Ophiuchus takımyıldızında M sınıfı bir kırmızı cücenin çevresinde dönen bu gezegen, Dünya’dan 48 ışık yılı uzaklıktadır. Çevresinde döndüğü yıldız Güneş’ten hem daha soğuk hem de daha küçüktür. Gliese 1214 b Dünya’dan 6 kat daha büyüktür. Boyut olarak Uranüs ve Neptün ile yakın bir çapı vardır.

2009’da ilk kez bakıldığında atmosferinin su açısından çok zengin olduğu keşfedildi. Bu durum ise gök bilimcilerin ilgisi çok çekti. Fakat son yapılan gözlemlemelere göre gezegendeki suyun plazma halinde olabileceğini gösterdi. Sebebi ise yıldızına yakın olması ve gezegendeki atmosfer basıncıdır. Yapılan gözlemler sonucunda Gliese 1214 b’nin yıldızının etrafında 1 kez dönmesini 38 saatte tamamlıyor. Ek olarak yıldızına olan yakınlığı Dünya’nın Güneş’e olan yakınlığından 70 kat daha fazla. Bu yakınlık sonucunda gezegenin sıcaklığının 218 santigrat olmasına ve buradaki suyun buharlaşarak atmosfere karışmasını sağlamaktadır.
Atmosfere karışan su buharı gezegende olan yüksek basınç sebebiyle atmosferin dibine çöküyor. Bunun sonucunda ise plazma haline dönüyor. Yani su gezegeni olmasına karşın burada bulunan su, sıcaklık ve basınç yüzünden katı,sıvı veya gaz halinde olamıyor.
Kepler-62f

Bu gezegen Kepler Uzay Teleskobu tarafından keşfedilmiş bir Süper Dünya’dır. Dünya’dan 990 ışık yılı uzaklıkta olan bu gezegen Dünyadan en az 2.8 kat daha fazla kütleye ve 1.4 kat daha fazla yarıçapı vardır. Gezegenin çevresinde döndüğü yıldız K tipi anakol yıldızıdır. Bu tür yıldızlar Güneşten daha az kütle ve parlaklığa sahiptir. Sonuç olarak ‘’Turuncu Cüce’’olarak adlandırılır. K tipi yıldızlar yaşam koşulları için Güneş benzeri yıldızlardan daha elverişlidir. Çünkü bu yıldızlar daha sakinlerdir. Ek olarak 30 milyar yıllık yaşamları ile Güneş’ten 3 kat daha uzun bir süre yaşayabilirler. Güneş benzeri yıldızlar 10 milyar yıllık yaşamlarının sadece 5 veya 6 milyar yılını sakin geçirirler. K tipi yıldızlar ise bunu çok daha uzun sürede yapabilirler. Bunun sonucunda K tipi yıldızların etrafında bulunan karasal gezegenler evrende yaşamın en yüksek bulunduğu yer olarak gösteriliyor. Gezegenin yıldızına olan uzaklığı 107 milyon kilometredir. Yıldızının çevresindeki 1 turunu 267 günde tamamlar.
Yapılan simülasyonlar sonucunda bu tür gezegenlerin okyanus ile kaplı olduklarını gösteriyor. Bu yüzden gök bilimciler bu gezegenin okyanus gezegeni olduğunu düşünüyorlar. 2018 yılında yapılan araştırmalara göre Kepler-62f’nin Dünya’ya benzer mevsimlere ve iklimi olabileceğini söylüyor. Fakat bu okyanus gezegeni olsa bile sandığımız gibi bir gezegen olmama şansı var. Çünkü yıldızına olan uzaklığı biraz fazla. Bu durum ise onu çok ısınmadığı anlamına gelebilir. Şayet durum böyleyse gezegenin gündüz tarafında okyanus sıvı olacaktır. Gece kısmı ise donmuş olacaktır. Bu durumda bir döngü halinde hep devam edecektir. Fakat gezegenin atmosferi Dünyadakinden 12 kat daha fazla kalınsa bunun gibi bir durum olmayabilir. Bu gezegen önemli bir miktarda su içeriyor. Ayrıca yıldızının yaşanabilir alanında dönüyor. Yıldızı da turuncu cüce. Bunun sonucunda Kepler-62f bu zamana kadar keşfedilmiş gezegenler içerisinde yaşam ihtimali yüksek olan 3 gezegenden birisidir.