
Yine moda… ‘’Yine’’. Tarih tekerrürden ibarettir sözü belki de moda için söylenebilecek en iyi sözlerden biridir. Hatta giyim konusunu ele alacak olursak en iyisidir. Elbiseler, kotlar, taytlar, gömlekler… Aslında stil aynı fakat işleyiş değişik. Teknoloji ile gelişen kumaşlar, pamuklar, leke tutmaz kıyafetler, taşlamalar, etekler. 80’lerde kadınlarda tayt giyimi modaydı. Moda tayt olduğu için firmalar buna öncelik veriyorlardı. Tayt giydiğiniz zaman modern bir insan oluyordunuz, modayı takip ediyordunuz, çağa ayak uyduruyordunuz. Renklerin bile bir modası vardı. Kimi zamanlar uçarı renkler modayken, kimi zamanlar sade, klasik renkler ön plandaydı. Tabii ki tayt giymezsen çağ dışı olmuyordun ama modayı takip etmemiş oluyordun, güzellik algısında geri kalıyordun. Popüler olan şey neyse onu yapmak, onu giymek seni modern ve moda takipçisi yapıyordu. İlgi ve alaka çekebiliyordun.

Zaman ilerledikçe artık tayt giyen insanlar demode olmaya başladı. 90’ları geçtiğimiz zaman hippilik, kotlar, çuval kesimler, dar paçalar artık yeni gözdeler olmaya başladı. Tabii haliyle firmalar artık ne satılıyorsa onu üretmeye koyuldular. İşte burada tayt giyen insanlar artık çağ dışı olmaya başladı. Çünkü popüler kültüre anlayışına göre moda değildi ve sen modaya uymak zorundaydın. Güzellik algısı modayla bağdaştırıldı. Tek tip insan modeli yavaş yavaş çoğalıyordu. Renklerde özgürlük vardı fakat giyim tarzı moda ne derse o olmalıydı. Modern insan modaya uymalıydı.

Modaya karar veren aslında şehir yaşamıydı. Bulunduğunuz şehir, semt hatta gelir durumunuz bile sizin ne giyeceğinizi belirliyordu, bu giyiminiz de sizi yargılatmaya yetiyordu. ‘’Şalvarı köylü giyerse geri kalmışlık, şehirli giyerse moda’’ cümlesi tam olarak bunu yansıtıyor. Villada oturan zengin bir insanın evinde robdöşambır ile dolaşması onun gelir durumundan kaynaklıydı. İşin aslı sadece kıyafetler değil, aksesuarlar da modaya uymak zorundaydı. Erkeklerin taktığı altın zincirler, bileklikler, kalın ve gösterişli olmalıydı. Kadınların yüzükleri estetik, zarif olmalıydı. Moda değiştikçe markalar güçlendi, markalar güçlendikçe moda değişti. Satış arttı, sayı fazlalaştı, sayı fazlalaştıkça ilgi azaldı ve moda değişti. Hiçbir zaman sıfırlanmadı, bitmedi, yenilenmedi. Sadece tekrar etti.

Günümüze baktığımız zaman popüler kültür artık tek tip insan modelini her yere yaydı. Yine moda oldu, 80’lerin modası tayt 2015’te yine öne çıktı. Güzellik algısı yine değişti, modernizm algısı yine değişti. Peki sonu nereye varacak? Hiç bitmeyecek bir döngü bu. Tarih tekerrürden ibarettir lafı bu yüzden doğru. Bundan on sene sonra yine tayt demode olacak, yine kadınlar İspanyol paça kot giyecekler, çünkü popüler kültür bunu isteyecek, güzellik algısını sürekli aynı çizgide tutamaz. Herkes güzel olursa güzel olmanın bir anlamı kalmaz. Markaların istedikleri de bu zaten. Moda değişecek ki satış bitmeyecek. Stil, imaj problem değil. Sana yakışması ya da yakışmaması problem değil. Kot pantolon modaysa kot pantolon giymelisin. Çünkü giyersen güzelsin, giymezsen değilsin. Modayı takip et, çağ dışı kalma, kalma ki markalar satış yapabilsin, çalışmak için sebebin olsun.
Giydiğin kıyafet ile yargılanıyorsun. Rüküş olmamalısın, ilgi göremezsin. Prestijin, güzelliğin, kıyafetine bağlı. Kıyafetin de modaya.
Maalesef ki kapağın güzel değilse kimse içini merak etmez.